25 Nisan 2011 Pazartesi

BİR BARDAK SUDA BOĞULAN DENİZCİ

"İnsana en güzel sıfatı 'fani' diyen vermiştir." Cenap Şahabeddin

Sultan II. Abdülhamid devrinde yaşamış ve Hasköylü Salih olarak bilinen yaman bir denizci vardı.

İstanbul Haliç'te sandalcılık yaparak geçimini temin eden bu kurt denizci, Boğaz sularında ekmek
teknesiyle tam 15 defa deniz kazası geçirmiş, hepsinden de sağ salim kurtulmak nasip olmuştu.

Feleğin çemberinden geçmiş tecrübeli bir denizci olan Salih, günün birinde Hasköy'de kahvehanede
otururken kahveciden içmek için bir bardak su istedi.

Kaderin garip tecellisine bakın ki, 15 deniz kazasından kurtulup sağ kalabilen bu tecrübeli denizci,
içtiği bir bardak sudan boğularak hayatını kaybetti

ZİNDANDAN MEHMET'E MEKTUP-NECİP FAZIL

Zindan iki hece Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta !
Bir de, geri adam , boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı?.... Belki....Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol .. Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım..... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!

Bir alem ki, gökler boru içinde !
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Füşün mü, konuş mu , sus mu , unut mu ?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler , mühür basıldı.
Geçti gitti, bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan , boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil....

Müdür Bey dert dinler, bugün "maruzât"!
Çatık kaş...Hükümet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz; yazısız , pulsuz, dilekçem....
Anlamaz! ruhuma geçtim bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayı var, maltada hızaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbanlarla kemik, mintanlarla et.

Somurtmuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz madem;
Öp beni alnımdan , sen öp seccadem!

Çaycı getir, ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin !

Peykeler , duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar , katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!

Sükût...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar? 
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da , kalan biz miyiz ?

Ses demir, su demir ve ekmek demir....
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu ,emir...
Garip pencerecik, küçücük ,daracık;
Dünyaya kapalı Allah ' a açık.

Dua , dua , eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta , gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla , hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa , dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im , sevinin , başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de !
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

16 Nisan 2011 Cumartesi

KÖPEKLER


Köpeklerin koku alma ve işitme duyuları keskindir. Görme mekanizması, sarı ve mavi renkleri daha iyi algılayabilen yapıdadır. Zeki olduğundan kolayca terbiye edilebilir. Sahibine bağlılığı ile ün yapmıştır. Parmakları üstünde koşar ve iyi yüzer.
Erkek köpekler arka bacaklarından birini kaldırarak idrar bırakırlar. Ağaç kökü, kaya gibi yerlere kokulu olan tuvaletlerini yaparak, bölgelerinin sınırlarını çizerler. Daha sonra, arka ayaklarıyla boğa gibi tepinerek, idrar ve dışkı bıraktığı yere patilerindeki bezde bulunan hormonları bırakır. Bu hormonlar köpeğin cinsiyeti, yaşı, statüsü ve üreme durumu gibi konularda, diğer köpekleri bilgilendirmek içindir. Her köpek komşu köpeklerin kokulu işaretlerini tanır ve bölgelerine girmekten çekinir. Köpeklerin koku hafızası son derece gelişmiştir ve yeni bir kokuyu aldıktan hemen sonra, burnunu yalayarak bu kokuyu hafızasına alır. Beş ayda bir eşleşirler. 63 günlük bir gebelik devresinden sonra, dişi, gözleri kapalı ve 6-8 yavru doğurur. İki hafta sonunda gözleri açılarak işitmeye başlarlar. Altı hafta süt emerler. Eğitim görecek köpeklerin 6 haftalıkken eğitilmeye başlanması önerilir. On aylık olunca erginleşir, 15-20 yıl kadar yaşarlar. Çikolata köpeklerde körlüğe neden olabilmektedir. Köpeklerin kedileri yediği bir söylentidir. Zira köpekler kedileri bazen eğlence, bazen yaralamak veya öldürmek için kovalar. Ancak köpeğe verilecek eğitim ile bu sorun aşılabilir. Bunun yanında köpeğin yavru iken kediler ile tanıştırılması ve bir arada yaşayabileceklerini göstermek ileride olabilecek sorunları engelleyecektir.